İstanbul Viski Dostları – Tadım 3

In Tadım, Viski by Keyif Adamı0 Comments

Kasım ayı toplantımız ilginç viskileri tatmamıza vesile oldu. 1978 yılında şişelenen White Horse Damıtımevi’nden  Logan isimli harman viskisi bunlardan ilkiydi.

Logan burunda balın hakimiyet gösterdiği bir viski. Odunsu kokular ve turba notaları da rahatsız etmeyecek kadar yer almakta. Damakta oldukça olgun ve rahat içimli olan Logan 35 yıl rafta beklediği için bir miktar alkolün de eksilmesiyle beraber (bkz. Meleklerin Payı), biraz daha oturaklı bir viski haline gelmiş. Orta gövdeli olarak nitelendirebileceğimiz bu viskide vanilya notaları, tatlı baharatlar, bal ve tahıl ağırlık kazanmakta. Gövdesi fena olmamasına rağmen damakta kısa kalıyor Logan. Bitişi ise tatlı elma notaları barındırmakta. 1970’lerde yapılan Logan ilerleyen zamanda üretimden kaldırıldı ve sonra formülü değiştirildi. Daha sonra üretilen Logan’larda karamel, tahıl ve baharatımsı tatlar daha yoğun ancak zayıf bir içime sahip.

Bu tadımımıza Meleklerin Payı isimli blogun yazarı olan Burkay Adalığ ise toplantımıza favori damıtımevlerimden biri olan Ardbeg’in Uigeadail isimli viskisiyle şeref verdi. Açıkçası Ardbeg bir ‘Sev veya nefret et’ viskisi olarak geçiyor dünyada. Ancak ben daha sevmediğim bir viskisiyle karşılaşmadım.

Uigeadail Ardbeg’in viskileri için suyu sağladığı gölün adı. Bu yüzden dikkat çekici bir viski beklentisindeydim.

Ardbeg 10 içenler bilirler, rengi olabildiğince açıktır. Yüksek alkolün getirdiği izlenimle bu Ardbeg 10’un en büyük özelliklerinden biri olarak kalmıştır benim aklımda. Ardbeg 10’un alkol yüzdesi &46.0 iken Uigeadail %54.2 gibi yüksek bir alkole sahip. Bunun üzerine şişeden süzülen viskiyi hayal edebiliyordum. Beyaza yakın bir renkte beklediğim viskinin açık yakut renginde bardağa süzülmesi çok şaşırttı beni.
Uigeadail Ardbeg’in fıçı kullanımında denemelerinden biri aynı zamanda. Viski dünyasında burbon ve şeri fıçılarının evliliği olarak adlandırılıyor Ardbeg’in bu denemesi. Bu fıçı denemesinin viskinin bitişinde tatlı ama isli bir tat bırakması hedeflenmiş ve başarıya ulaşılmış.

Burunda beklenildiği üzere is kokusu hakim. Odayı kaplayacağını düşündüğünüz isli aroma şişe açıldığı andan itibaren burunlara ulaşıyor. Alttan alta sabah kahvesinin verdiği güzel notaları da hissetmediğimi söylersem yalan olur.

Damakta can yakıcı bir özellik beklerken ters köşe oluyorum ve inanılmaz dengeli, ağzı dolduran bir viski ile karşılaşıyorum. Turba, is, is ve bir kez daha is damakta dönüyor. Bunlara maple olarak da bilinen akçaağaç şurubu, tatlı doygun meyveler ve hafif çikolata notaları eşkil ediyor.

Finalde ise uzun ve mutlu bir son sizi bekliyor. Turba ilk saniyeden sonra kadar yanınızda oluyor. Kaliteli bir puro gibi damağınızın arkasında sonlanıyor Uigeadail.  Turba hayranları için inanılmaz bir viski olduğunu buradan belirtmeliyim.

Geceden diğer bir not ise yurtdışından alırken getirdiğim Godiva’nın deniz tuzlu çikolatasıydı. Islay viskilerine harika eşlik eden bu çikolatayı bulursanız denemenizi öneriyorum. Hiçbir yapaylık hissettirmeyen bu viski ilerleyen dönemlerde Türkiye’ye gelirse mutlu olacağımızı garanti ediyorum.

İstanbul Viski Dostları’nın Aralık ayındaki toplantısından sonra yeniden görüşmek üzere 🙂

Yorum yazın