İstanbul Viski Dostları – Tadım 2

In Tadım, Viski by Keyif Adamı1 Comment

Uzun bir yaz tatilinden sonra (benim için maalesef tatil olamadı) İstanbul Viski Dostları olarak 8 Ekim Çarşamba akşamı buluştuk. Bu toplantımızda yeni bir üyemiz vardı ve günün viskisi olarak kendisinin kulübümüze hediye ettiği Johnnie Walker Blue Label’ı tatma şansını elde ettik.

Daha genç bir single malt ile ağızlarımızın hamballığını attıktan sonra ufak bir törenle 70’li yıllardan bugüne geldiğini tahmin ettiğimiz Blue Label’ı kutusundan çıkardık.

Oldukça özenilmiş bir kutu tasarımı ve klasik bir JW şişe dizaynını inceledikten sonra şişeyi açıp herkes bardaklarına bir miktar aldı ve ve yüzlere direk bir gülümseme oturdu.

Bardağa dolduğu andan itibaren yoğun bir kuru meyve esansını ortaya çıkaran viskiden zaman içerisinde meşe, keskin baharat kokuları almak da mümkün. Birkaç damla su eklendiğinde ise kendini viski kendini biraz daha salıyor ve narenciye tatları adeta zihninizde canlanıyor.

Damakta inanılmaz dengeli, yoğun malt hissine sahip bir viski. Biz aramızda kadifeden daha çok ipek yumuşaklığında bir içime sahip olduğunu konuştuk. Yoğunluğu her ne kadar bardaktaki izlerden belli olsa da, akıcılığı bir ipek kumaş gibi damağımızda yer etti. Damakta biraz durunca yavaş yavaş isli bir tad da kendini belli etmeye başlıyor.

Bitişteki uzunluğu güzel, kuru meyve tatları, çiçeksi notalar gösteren ve son vuruşunu da isli bir şekilde yapıyor Blue Label.

Blue Label zor bulunan bir harman kalitesine sahip. Üretici de bunu ‘katman katman tatlar alacaksınız’ şeklinde özetliyor.  Özellikle damağınızdayken patlayan aromalar, is, çikolatamsı tatların arkasından biberimsi bir baharat tadının arka arkaya yarattığı kompleksite tam da bünyesinde bulundurduğu maltlardan beklenilen şeyler.

Sulandırmadan içildiğinde daha tok bir viskiyle karşı kaşıya kalıyorsunuz. Turba hakimiyeti olmasına rağmen içim rahatlığı zerre bozulmuyor. Puro sever bir insansanız, Corona purosu ile benzer bir hisse hazır olmanızı söyleyebilirim.

Genel olarak konuşmak Blue Label gerekirse başarılı bir viski. Ancak piyasalardaki fiyatı nedeniyle ‘overrated’, ‘overpriced’ damgaları yiyen bir viski aynı zamanda. Ben de tam olarak aynı fikirdeyim. Benim tercihim de Blue Label’ı özellikle Türkiye’deki fiyatını göz önüne alırsak çok özel günlerde sevilen dostlarla içilmesi yönünde. Johnnie Walker konusunda dostlarım tercihimi bilirler. Günlük içimde her zaman için Black Label’ın çok başarılı ve yeterliden de öte olduğunu ifade ederim.

Peki fiyatına değer mi? Kaliteli single maltlar ve harman viskiler söz konusuysa çok değeceğini sandığım bir viski değil. Single malt olarak Lagavulin 16, 18 yıllık Highland Park çok daha ucuz ve daha fazla kompleksliğe sahip viskiler. Premium harman viskileri incelenirse buradan da Chivas’ın 25 yıllık harmanına daha ucuza erişme şansınız bulunmakta.

İstanbul Viski Dostları’na bu harika viski için teşekkür eder ve Kasım ayındaki buluşmamızı dört gözle beklediğimi belirtmek isterim.