Müren Kokteyli

In Kokteyl by Keyif AdamıLeave a Comment

Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘İşte Benim Zeki Müren’ sergisine gitme şansı bulmuştum geçtiğimiz yıl.

Zeki-Muren-davetiye_940px-5754

Muhtemelen şu sıralar şarkı söylemeye başlasa sosyal baskı altında çok zorbir süreç geçirecek ve hatta karalanacak sanat güneşimizin heyecanlı hayat hikayesini takip etmek olağan dışı bir deneyimdi. Zeki Müren’in sergilenen fotoğrafları, mektupları ve özel eşyaları kendisinin 18 yıldır Türk Eğitim Vakfı, Mehmetçik Vakfı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bulunan gün yüzüne çıkmamış varlıkları.

Zeki Müren’in annesiyle olan yazışmaları, kıyafetleri ve organizatörlerin sanat hayatı boyunca her yılı ayrı bir resmiyle inceledikleri kartonetler benim en beğendiğim bölümlerdi. Her yıl Zeki Müren’in neler yaptığına tanık olurken o dönem ülkede olan biteni, yönetimdeki değişiklikleri görebiliyorsunuz. Bazı dönemlerde yönetimle paralel olarak ortamın gerginliği de Zeki Müren’in fotoğraflarına yansımış.

 

Yazıyı yazma sebeplerimden biriyse Zeki Müren’in içki hayranlığı. Altın yıllarına yetişemediğimden çok bilmediğim bir şeydi bu. Ancak sergide de görülebileceği üzere içkiyle içli dışlı bir kimlik sergiliyor Sanat Güneşi. Aralarında çok özel bir ilişki bulunan Ajda Pekkan’ın bir yazısına göre sahne öncesi hiç içki içmez ancak sahneden sonra dağıtırmış. Aşağıda Necla Ateş’le 1963’te New York’ta çektirdiği bir fotoğraf var. Ellerinde Martini kadehleriyle oldukça neşeli ve şık durmaktalar.

Sergide Zeki Müren’in rakıdan nefret ettiği belirtiliyor. Sebebinin ise çocukken babasının her gün açtığı rakı şişelerinden olduğu söyleniyor. Çoğu fotoğrafta gördüğüm üzere en favori içkisi konyak, o dönem Türkiye’de bulunan çeşidi ise Tabii Kanyak. Zeki Müren favori içkisiyle bir de kendi kokteylinin tarifini vermiş. Yüksek alkollü, vurucu tatta bir kokteyl olduğu tarifi okurken anlaşılıyor daha. O zamanlarda televizyona verdiği tarifi yazıyor ve tarif ederkenki fotoğrafını da ekliyorum. En kısa zamanda da deneyip yorumlarımı yapmayı planlıyorum.

Ben ömrümde daha zarif bir kokteyl anlatımı duymadım

’Efendim, önümüzde bayram ve yılbaşı gibi tatlı günler var. Ve de kış yavaş yavaş yaklaşmakta. Mutlu yuvalarımızda rahat rahat ılık oturduğumuz geceleri bendenizin buluşu olan tatlı bir içki ile süslemek istersiniz diye düşündüm ve sizlere Müren Kokteyl’in tarifini yapmak istedim.
Bakınız, deneyiniz, hem çok kolay, hem de çok nefis oluyor.
On tane kalın kabuklu limonun kabuklarını tertemiz, hatta hiç kullanılmamış bir rendenin orta delikli kısmından güzelce rendeleyip bir komposto tabağına koyacağız. Sonra limonları iyice sıkıp suyunu bu rendelenmiş kabukların üstüne dökeceğiz. Buna bir su bardağı toz şeker ilave edip karıştıracağız. Şimdi sıra önemli kısımda.
İçkiyi içebilme dozuna göre bir şişe konyak ve bir şişe votkayı beraberce bu kaba dolduracağız. Buz parçalarını da kaba ilave edip bir saat bekleteceğiz. Rendelenen limon kabukları biraz şişip üste çıkacaklar.
Esasen bütün mesele bu içkinin mezesiz içilişinde efendim. Her bardağa içkiden doldururken bir kaşıkta limonu, şekeri, votkayı, konyağı emip şişen o özel esanslı kabuklar ağzın içine o kadar güzel bir rayiha ve ferahlık verecek ki, yanında başka bir mezeye lüzum kalmayacak. Bu değişik içkiyi içenler bana hak verecekler.
Apayrı bir, sarhoşluk değil de, ‘birhoşluk’ hissedecekler.
Yalnız, pek fazla kaçırmamak lazım. Bir limonata bardağı, haydi bilemediniz iki bardak, o gece size bütün dertlerinizi unutturup tatlı hülyalar ve renkli rüyalar getirecek. Tekrar arzetmeyi faydalı bulacağım. Rendenin soğan kokmamasına çok dikkat etmek gerek.’

 

 

Yorum yazın