Raise The Macallan Tadımı

San Francisco’da katıldığım etkinliklerin en ilginçlerinden biriyse Raise The Macallan tadımı olmuştu. ABD’de 9 şehirde düzenlenen bu etkinliğe katılmak için internetten direk başvuru yapabiliyorsunuz ve telefonunuza bir QR kodu geliyor.

Etkinlik genellikle 3 gün 2’şer seans halinde yapılıyor ve her seansta mekana göre 100-200 kişi bulunabiliyor. San Francisco’daki event Terra Gallery’de düzenlendi ve açıkçası tadım başlamadan önce ağırlandığımız bekleme salonu çok keyifliydi. The Macallan hakkında interaktif bölümlerin bulunduğu alanda birçok ilginç seçenek mevcuttu. Bir yanda damıtımevinde kullanılan imbiklerin model bir hali getirilmiş, diğer yanda ise o gece tadacağımız viskilerin koku karafları bulunmaktaydı. Başka bir bölümde ise kendi seçtiğiniz yıl ibareli eski bir Macallan ile fotoğraf çektirebiliyordunuz.

Tadım salonunda ise özenle hazırlanmış masalar, her masanın üzerinde bir adet tablet, koku seti ve viskilerimizin bulunduğu kadeh setleri vardı. Sahne ise hazırdı ve kısa bir bekleyişten sonra ünlü İskoç aktör ve The Macallan Marka Elçisi Kieron Elliott sahneye çıktı. Başarılı bir aktör söz konusu olunca etkinliğin çok eğlenceli geçeceğini düşünmek çok normaldi zaten.

Etkinlikte Macallan’dan 4 farklı viski tattık bunlar sırasıyla Sherry Oak 12, Double Cask 12, Fine Oak 15 ve Rare Cask ekspresyonlarıydı. Çoğu tadımdan da alıştığımız gibi, önce viskinin kısa bir hikayesini Kieron’un eğlenceli sahne şovu ile harmanlayarak dinledik. Sonra The Macallan diyarına gittik ve damıtımevinde neler olup bittiğini gördük.

İlk tadımımız karşılaştırmalı bir tadım oldu ve Macallan Sherry Oak 12 ile Double Cask 12’yi beraber tattık. Double Cask 12 bu tadımdan yaklaşık iki hafta önce piyasaya sürülmüştü ve üstümüzde ilk deneyenlerden olma heyecanı vardı. Sherry Oak 12’yi düzenlediğim The Macallan Dikey Tadımı’nda tadıp yorumlamıştım.

Double Cask Amerikan meşesinin fıçılarını viskiye biraz daha fazla entegre etmek için kullanılan bir fıçı olmuş. Fine Oak 12’de de Amerikan fıçısı vardı diyebilirsiniz. Double Cask’ın farkı, kullanılan Amerikan meşe fıçısının sadece taze fıçı olması, yani önceden burbon olgunlaştırmak için kullanılmaması. Klasik 12 yıllık ekspresyonunun şeri etkilerini almamıza rağmen, taze Amerikan meşesi hemen öne çıkıyor ve meşe, bal ve portakal aromalarını güçlü bir şekilde bize iletiyor.

Bu noktada Kieron bizden önümüzdeki tabletlerde iki viski için de en güçlü aromanın hangisi olduğunu seçmemizi istedi. Herkes seçimini yaptıktan sonra sonuçlar aşağıdaki gibiydi.Fotoğraftan da görüldüğü gibi Sherry Oak 12’de ilk iki sırayı baharat ve vanilya alırken, Double Cask 12’de en yoğun ikili meşe ve bal kokuları olarak oylanmış.

Üçüncü viskimiz Fine Oak serisinden Macallan 15 oldu. Fine Oak serisinde şeri ve burbon fıçılarının bulunduğu üçlü bir kombinasyon yer alıyor. Ben notlarıma Sherry Oak 12’den gelen klasik şeri etkisinin yanı sıra vanilya, elma brendisi(Calvados) ve portakallı çikolata yazmışken, Kieron herkese portakal kreması dolgulu çikolata ikram etti ve viski yemek uyumuna da değindi.

Son viskimiz ise heyecanla beklediğimiz Rare Cask oldu. The Macallan Rare Cask damıtımevinde bulunan fıçıların sadece %1’i içerisinden Bob Dalgarno tarafından seçilen ve içerisinde İspanyol ve Amerikan şeri fıçılarının bulunduğu 16 farklı fıçıda dinlendirilen viskiler ile şişelenen bir viski.

Açıkçası çok keyifli bir viski çıkmış ortaya. Ancak biraz zaman tanımak gerekiyor havalanması için. Havalandıkça yeni yeni aromaları üstüne alıyor viski ve gelişiyor. Vanilya ile başlayan burun, kuru meyveler, zencefil ve narenciye ile devam ederken bir süre sonra yumuşak bir çikolata kokusu katılıyor. Elma, tarçın ve muskatın da eklenmesi başınızı döndürüyor. Son olarak da meşe devreye girip kokuyu sonlandırıyor.

Damak dolgun ve baharatla başlıyor, üzerine üzüm kurusu ve kuru incir tatları ekleniyor. Sütlü çikolata sona doğru meşe ve vanilya ile buluşup güzel bir son veriyor. Bitişte ise damakta beklediğinizin aksine narenciye yapılı bir karakter ile karşılaşıyorsunuz. Orta uzunlukta keyifli sıcak bir bitiş.

Tadım herkesin ‘Slainte!’ demesi ve tadımın ismine uygun olarak (Raise The Macallan) kadeh kaldırmamızla sona erdi.

Akşamın sonunda da Kieron’la biraz sohbet etme şansı buldum ve en yakın zamanda İstanbul’da bizi ziyaret edeceği sözünü aldım:)