Viski Macerası serisinin 3. bölümü Glenfiddich Damıtımevi’nin Malt Barn isimli restoranında yediğimiz öğle yemeğinden sonra gerçekleşti. William Grant’s & Sons’ın Marka Elçileri Departmanı’nın başındaki adam Ludo Ducrocq bizimle sohbet etmeye gelmişti. Fırsat bu fırsat aklıma gelen soruları hemen sordum.
KA: Keyif Adamı
LD: Ludo Ducrocq
KA: İsminizden anladığım üzere İskoç değilsiniz?
LD: Evet, Fransa doğumluyum.
KA: William Grant’s’teki kariyerinize nasıl başladınız ve devam ettiniz?
LD: Aslında biraz komik gelecek ama 15 yıl önce tur rehberi olarak başladım. Ondan sonra Ziyaretçi Merkezi’nde Takım Lideri pozisyonunda çalıştım. Bundan sonra da her şey biraz değişti ve Glenfiddich Global Marka Elçisi olarak 5 yıl görev yaptım. 2009’da Grant’s’in Global Marka Elçisi oldum ve son olarak da Marka Elçileri’nin başına geldim.
KA: Dünyanın birçok yerinde yaşamış olmalısınız?
LD: Aslında görev başladığından beri şu anda olduğumuz yerde yani Elgin’deyim. Burada olmak çok güzel.
KA: Nelerden sorumlusunuz? Sorumlu olduğunuz bölgelerde durumlar nasıl?
LD: Aslına bakarsanız dünyadaki bütün BA(Marka Elçileri)’lerden sorumluyum diyebilirim. Sektörde Glenfiddich’in ünlü olduğu çok ülke var ve her yere yetişmeye çalışıyoruz. Amerika, Avrupa, son zamanlarda Tayvan ve Hindistan çok hareketli bölgeler. Türkiye’nin dahil olduğu bölgede ise İsrail, Lübnan ve Dubai oldukça hareketli.
KA: İlginç gelişmeler, sürprizler yaşadığınız bir bögle oldu mu son zamanlarda?
LD: Ara sıra oluyor. Tayvan bugüne kadar harman malt viskinin ünlü olduğu bir marketti. Yani o zamanların deyişiyle ‘Pure Malt’. Bunun en önemli sebebi de insanların ‘Pure’ (Saf) kelimesine takılmasıydı. Bu kelimenin kaliteyi gösterdiğini düşünüyorlardı. Bu sebeple çoğu harman viski üreticisi Tayvan için özel bir malt harman viskisi üretti. Biz de Grant’s Blended Malt’u ürettik ve sadece Tayvan’da sattık. 2009’da yasalar değişti ve harman maltlar için ‘pure’ sözcüğünün kullanılması yasaklandı, iki yıl içinde üretilen marka tam anlamıyla mahvoldu ve bütün üreticiler bu viskilerine “Harman” demek zorunda kaldılar. Bu andan sonra Tayvan’da insanlar İskoç viskisi olarak single malt viskileri görmeye başladılar ve şu an Tayvan, ABD’den sonra ikinci en büyük ithalat pazarımız.
KA: Peki heyecan verici projeleriniz var mı? 1963’teki orijinal Glenfiddich dedikodularına açıklık getirebilir misiniz?
LD: Onun da Tayvan’la alakası var! Tayvan’daki Glenfiddich Marka Elçisi katıldığı bazı tadım etkinliklerde Glenfiddich’in dünya pazarına açıldığı 60’lı yıllardan şişelerle şu anki şişelemeleri beraber açıp karşılaştırıyordu. Sonra bu tadımı maliyetinden dolayı daha fazla gerçekleştiremeyeceğine karar verdi ve bize “Bu viskiyi yeniden üretemez miyiz?” sorusuyla geldi. Reçete elimizdeydi ve Brian Kinsman’la çalışmaya başladık ve The Original ortaya çıktı. Şu ana kadar Birleşik Krallık ve ABD’de satışa sunduk. Bir marka elçisinin böyle bir projeye ön ayak olması çok güzel bir şey.
KA: Aynı tadı tutturmak zor olsa gerek. Meydan okuma gibi bir proje olmuş.
LD: Aslında bundan önce bir proje yapmıştık ve o bundan çok daha zordu. Eğer Grant’s için onu yapabildiysek, Glenfiddich için de yapmak mümkün dedik. 2011’de Grant’s’te arşiv bölümünde çalışan Paul Kendall kayıtları 11 Haziran 1912’ye dayanan şirketin en eski viski kitabını buldu. Bu kitapta William Grant’in Grant’s Stand Fast viskisini nasıl yaptığı ve reçetesi yazılıydı.
Çok heyecan vericiydi, hemen Brian Kinsman’ı aradım. Sonuçta nesilden nesile sözle iletilmiş bir viskinin yazılı kaydını bulmuştuk. Defteri gördüğümüz anda “Bunu yeniden yaratmalıyız!” dedik. Kayıtlardan tam 100 yıl sonra, birkaç viski uzmanını, viski bloggerını Blend Room’da topladık.
En büyük sıkıntımız herhangi bir referans noktamızın olmamasıydı. Elimizde bir liste vardı, damıtımevi isimleri, fıçı tipleri, yaşlar vardı ama herhangi bir referans ürün yoktu. Glenfiddich The Original bu yüzden kolaydı çünkü elimizde örnek ürün vardı.
KA: Piyasada neden görmedik bu ürünü?
LD: Bu ürünü hiç satmadık çünkü. 100 yılın anısına sadece 100 şişe ürettik ve aile arşivine aktardık.
KA: Biz denemekten mutlu oluruz 🙂 (Oldukça yüzsüz bir şekilde)
LD: Tabii ki hemen getiririm. 5-10 şişe kalmış olacaktı.
LD şişeyi getirirken KA burada gülerek avuçlarını ovuşturur.
LD: Gördüğünüz gibi satışa sunmadığımız için etiketlerde ufak değişiklikler var. Sadece ‘Scotch Whisky’ yazmakta. O dönem her viski harman olarak satıldığı için malt viski gibi ibareler kullanılması gerekmiyordu. Biz de etiketin o günü yansıtmasını istedik. Eski etiketlerde “İki doktorun süpervizörlüğü altında damıtılmıştır. Bu sebepten medikal ve aile kullanımı için önerilir!” yazıyor. William Grant’in iki oğlu doktordu ve viski üretiminin başında duruyorlardı ve bunu da iyi kullanmışlardı. Sadece bu ibareyi kaldırmak zorunda kaldık.
KA: Klasik soruya gelelim. Glenfiddich, Balvenie ve Kininvie’deki en favori viskiniz?
LD: Tabii ki bu sorunun cevabı zor. Kiminle, nerede olduğunuz nasıl bir modda olduğunuz çok önemli. Kahvaltıda mı, öğle yemeğinde mi içtiğiniz de. Şaka yapıyorum tabii ki!! (Gülüşmeler) Sadece tek viski içtiğim bir süre olmuyor. Çeşitleri seviyorum. Zaten öyle de olmak gerekiyor. Ancak genel olarak konuşmak gerekiyorsa Balvenie 21 Portwood’u çok beğeniyorum. Beni etkileyen şey ne bilmiyorum ama beni adeta kendimden geçiriyor, dünyayı güzel gösteriyor. Dünya hakkında her şeyi unutturuyor. Glenfiddich’ten Glenfiddich 18’i, özellikle kuru ve ağaçsı tadını seviyorum. Kininvie ile aramdaki bağ ise duygusal olabilir. Ancak hazırladığımız Batch #2 inanılmaz oldu. Grant’s’te ise Grant’s Ale Cask Finish’e bayılıyorum. 30 gün bira dinlendirilen fıçılarda olgunlaşıyor bu harman ve cidden harika. Eskiden birayı döküyorduk ancak şimdi Innis & Gunn bu birayı şişeliyor.