
Uzun tutmayayım, bu kanun 22 Mart 1926’da yürürlükten kaldırıldı ve içki devlet tekeline geçti. Hikayemiz ise burada başlıyor. 1929 yılında Ankara’da büyük etkisi hissedilen isimlerden biri olan Cenap And, Kavaklıdere Şarapları’nı Türkiye’nin ilk özel sektör şarap üreticisi olarak Ankara’nın Kavaklıdere semtinde kuruyor. Kurulan ilk özel sektör şarap üreticisi olan Kavaklıdere Şarapları 60 yıla yakın bir süre şehrin merkezinde yer alıyor. 1987’de Kavaklıdere büyüyen şehrin çok içinde kaldığı için Akyurt’ta bağlarını genişletiyor. 2003’te Kapadokya’da Cotes d’Avanos ve 2005’te Kemaliye’de Pendore tesislerini kurarak 20 milyon litreye yakın üretim hacmine ulaşan Kavaklıdere Şarapları şu an ülkenin en büyük şarap markalarından biri. 7 farklı bağdan üzüm alan Kavaklıdere yanılmıyorsam 56 farklı şarap üretimi yapmakta.

Geçtiğimiz hafta Etiler’de bulunan La Scarpetta’da davetli olduğum bir tadımda Kavaklıdere’nin 85. yılı için özel ürettiği Kavaklıdere 1929 Cabernet Franc şarabını tatmamın üzerine kaleme aldım bu yazıyı. Denizli Güney Bölgesi’nde yetiştirilen Cabernet Franc üzümleri düşük verimde hasat ediliyor. Her parseli ayrı işlenen üzümler tanklara ise pompa yerine gravite yöntemi ile alınıyor. Yani ince işçilik çok üst düzeyde.


7 ay Fransız meşelerinde dinlendirilen Kavaklıdere 1929 Cabernet Franc, 2014’te yani Kavaklıdere’nin 85. yılında şişelenip iki yıl kadar dinlenip bize sunuldu. 20.08.2014 tarihinde şişelenen şarabı keyfini çıkararak tatmaya özen gösterdim. Sınırlı miktarda üretilmiş bir içkiyi tatmak size manevi olarak ayrı bir tatmin veriyor. Mevzu bahis şarap olunca 5814 şişeden birini içmekse oldukça şanslı olduğunuzu işaret ediyor.
Tadımına gelirsek, çok koyu kırmızı renge sahip bu şarap burunda kırmızı ve siyah orman meyvelerini sunuyor. Vişne, karadut, böğürtlen, ahududu aromalarının arasında bu kokulara eşlik eden zarif vanilya izleri var. Dipten gelen baharat ve biber notaları şarap ısındıkça güzel nüanslar katıyor. Damakta dengeli, meyve tatlarını net olarak sunan ve bunun yanında kekik, meyan kökü dokunuşları olan bir şarap. İpeksi ve narin. Bitişi ise uzun ve sıcak. Her kadehin sonunda yenisini istetecek türden.

Bu şarabı bir sözcükle nitelendirmek gerekirse “zarif” doğru sözcük olacaktır. O kadar zarif geliyor ki, damağınızdayken büyük bir dikkatle yudumlamak istiyorsunuz. Güney Bölgesi’nde geçtiğimiz yıl yaşanılan don felaketinden sonra yakın yıllarda bu güzellikte bir şarapla karşılaşacabilir miyiz bilemiyorum. Bu nedenle bulursanız kaçırmayın diyebileceğim bir şarap olmuş Kavaklıdere 1929 Cabernet Franc
Yaşasın Türk Şarapları !!
Comments
Çok büyük keyifti sayfanızda dolaşmak.. Sık sık uğrarım…Harikasınız…